“Žatec hakkındaki ilk izlenimimiz utanç vericiydi. Akşamın erken saatlerinde vardık, ana meydan ıssızdı. Onarılan çok sayıda şehir evinin yanı sıra, pek çoğu da yıkılıyor. Ama şehirde dolaşdıkça, anıtları ziyaret ediyoruz, burayı daha çok seviyoruz,” diye anlatıyor turist Dagmar ve Mikuláš çifti.
Sadece çeşitli müzelerin ve diğer turistik mekanların sunduğu teklifleri değil, aynı zamanda rehberlerin coşkusunu da takdir ediyorlar. Yerel şerbetçiotu anıtları ve çevredeki şerbetçiotu ağaçlarıyla dolu manzaranın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenmesinin ardından iki gün boyunca Beroun’dan buraya geldiler.
Prestijli bir markanın satın alınması sayesinde Žatec, ulusal ve yabancı medyada yer aldı. Ve işe yaradı.
“Kayıttan sonraki ilk hafta sonu zaten ortalamanın üzerindeydi. Her ziyaretçimize nereden geldiklerini ve bizi nereden öğrendiklerini soruyoruz. Hemen hemen her yanıt benzer niteliktedir: UNESCO’ya kayıtlısınız, hava güzel, bu yüzden görmeye geldim” diyor Şerbetçiotu ve Bira Tapınağı müdürü Jaroslav Špička.
Yalnızca geçen yıl, eski şerbetçiotu depolarının yeniden inşa edilmesiyle oluşturulan ve Žatec’te şerbetçiotu yetiştirme ve ticareti geleneğini temsil eden bu alanı 13.000’den fazla turist ziyaret etti. UNESCO sayesinde bu yılki rakamlar daha yüksek olacak. Špička, “Öngörülen gelişme, yüzde 15 civarında bir artış göreceğimizi gösteriyor” diyor.
Diğer turistik destinasyonlar da ilginin daha yüksek olduğunu bildirdi. Örneğin, Orta Çağ’dan kalma Meder Evi veya dünyada türünün en büyük sergisine ev sahipliği yapan Hop Müzesi. Müdürü Vladimír Valeš, “Medyadaki haberler olumlu tepkiler uyandırdı” diyor.
Žatec’in UNESCO listesinde olması benzersizliğin ve kalitenin bir işareti olarak kabul edilebilir; Žatec’in durumunda bu bir dizi anıt ve şerbetçiotu manzarasıdır.
İyi hazırlanmış müze sergilerine ve “sıkışmış” anıtlara veya zaten reklam spotlarının ilgisini çeken tarımla ilgili kesinlikle ilginç hikayeye ek olarak, şehir ziyaretçilere temel bir hizmet sunmalıdır – kaliteli konaklama, iyi gastronomi, uygun park yeri ve bazı deneyimler başka bir yerde deneyimlenemez. Yerel halka göre Žatec’in hâlâ yetişmesi gereken çok şey var.
“Žatec deneyimsel bir şehre dönüştürülmeli”
“Listeye girmek tüm şehir için zorlu bir iş. Turistlerin ihtiyaçlarını karşılamak oldukça zor olacak. Mlsná koza kafenin sahibi Libor Dongres, harekete geçmemiz ve ziyaretçileri burada bir veya iki günden daha uzun süre tutacak yeni hizmetler oluşturmamız bekleniyor” diyor.
“Žatec’in aynı zamanda deneyimsel bir şehre dönüştürülmesi gerekiyor, böylece mesele sadece etrafta dolaşmak ve manzaraları görmekten ibaret değil… Peki o zaman burada ne yapmalı? Turistlere tüm bölgeyi tanıma fırsatı verilmeli; örneğin, bir şerbetçiotu çiftliğine at arabasıyla yolculuk yapın, mevsiminde şerbetçiotu toplamayı deneyin, bira fabrikalarını ziyaret edin ve farklı biraların tadına bakın, iyi bir akşam yemeği yiyin. Restoran” diye ekliyor Dongres.
“Bir yerli olarak kayıttan çok mutluyum. İş açısından bakıldığında bu hala uzak bir ihtimal. Ziyaretçilerin tam bir servis yolculuğuna ihtiyacı vardır. Akşamları burada pek eğlence olmuyor. Öte yandan kimse gece geç saatlere kadar penceresinin altında gürültü olmasını istemez” diye düşünüyor Steakhouse El Toro restoranının sahibi Milan Bláha, turizmin karanlık tarafına değiniyor.
“UNESCO turizm için bir fırsat, bizden bazı taleplerde bulunuyor, örneğin tesislerin genişletilmesi. Belediye pazarlama konusunda çalışmalı, uzman tutmalı ve böyle bir fırsatın elinden kaçmasına izin vermemeli. Yıllardır burada her şeyin zaman aldığını gözlemliyorum, her şeyin bir zamanı var,” diye belirtiyor U zlatého béránka restoranının işletmecisi Kateřina Emingrová.
Žatec’te birçok otel ve konuk evi bulunmaktadır. Adres verilen konaklama sağlayıcıları katılımda henüz önemli bir artış gözlemlemediler. “Aşağı yukarı aynı sayıda turist var. Kayıt kesinlikle iyi bir şey ve bundan mutluyum, ancak şehrin onlara sunabileceği bir şey olması için hâlâ çok çabalaması gerekiyor,” diyor Černý rytíř konukevinden Martina Pilňáková.
Konaklama kapasitesi yakında limitlere ulaşacak
Yerel mevcut konaklama kapasitesine göre yeterli ancak uzun sürmeyebilir ve limitlere ulaşacaktır. Şehirde son birkaç yılın trendi olan kamp alanı veya karavanlar için park yeri sıkıntısı yaşanıyor.
Şehir merkezinin boş olduğu düşüncesi de halk arasında sıklıkla yankılanıyor, ölü ifadesi defalarca duyuluyor. Kısmen haklılar.
Çeşitli malların satıldığı işleyen dükkanların, bir şekerleme dükkanının veya yakın zamanda yeniden açılan otel ve restoran Kapitán’ın yanında, çalışmayan işletmelerin kirli vitrinleri ve harap binaların eski püskü cepheleri göze batıyor.
Bu nedenle belediye binası, tarihi merkezdeki işleri sübvansiyon başlığı şeklinde canlandırmak için bir plan hazırlıyor.
Belediye Başkanı Radim Laibl (ANO) belediye binasının internet sitesinde “Belki de yeni ve mevcut tesisleri desteklemek, örneğin Pazar günleri açık olmaları ve turistlere ve yürüyüşe çıkan yerel halka hizmet vermeleri ruhuyla” dedi.
Ücretsiz park yeri bulmak sorun
Şehir yönetimi ayrıca UNESCO sayesinde bina onarımı ve turizmin geliştirilmesi için yeni sübvansiyon başlıkları almayı bekliyor.
Belediyenin otopark konusunda da çalışması gerekiyor. Şu anda merkezin bir kısmı ücretli, bir kısmı ise ücretli değil. Sürücüler boş park yeri bulmakta zorluk yaşıyor. Belediye uzun süredir otopark iyileştirme sorunuyla ilgileniyor.
“Otopark yapabileceğimiz veya park alanlarını genişletebileceğimiz on kadar yer seçtik. Şimdi hangi çalışmaları proje dokümantasyonuna geçeceğimizi analiz edeceğiz. Kültür Bakanlığı ve korumacılar şehrin her zaman var olan karakterini korumak istiyor. Buna saygı duymamız lazım, bu yüzden de Dünya Mirası Listesine girdik. Her zaman bir şey için bir şeyler vardır,” diye belirtti belediye başkanı.
Sadece çeşitli müzelerin ve diğer turistik mekanların sunduğu teklifleri değil, aynı zamanda rehberlerin coşkusunu da takdir ediyorlar. Yerel şerbetçiotu anıtları ve çevredeki şerbetçiotu ağaçlarıyla dolu manzaranın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenmesinin ardından iki gün boyunca Beroun’dan buraya geldiler.
Prestijli bir markanın satın alınması sayesinde Žatec, ulusal ve yabancı medyada yer aldı. Ve işe yaradı.
“Kayıttan sonraki ilk hafta sonu zaten ortalamanın üzerindeydi. Her ziyaretçimize nereden geldiklerini ve bizi nereden öğrendiklerini soruyoruz. Hemen hemen her yanıt benzer niteliktedir: UNESCO’ya kayıtlısınız, hava güzel, bu yüzden görmeye geldim” diyor Şerbetçiotu ve Bira Tapınağı müdürü Jaroslav Špička.
Yalnızca geçen yıl, eski şerbetçiotu depolarının yeniden inşa edilmesiyle oluşturulan ve Žatec’te şerbetçiotu yetiştirme ve ticareti geleneğini temsil eden bu alanı 13.000’den fazla turist ziyaret etti. UNESCO sayesinde bu yılki rakamlar daha yüksek olacak. Špička, “Öngörülen gelişme, yüzde 15 civarında bir artış göreceğimizi gösteriyor” diyor.
Diğer turistik destinasyonlar da ilginin daha yüksek olduğunu bildirdi. Örneğin, Orta Çağ’dan kalma Meder Evi veya dünyada türünün en büyük sergisine ev sahipliği yapan Hop Müzesi. Müdürü Vladimír Valeš, “Medyadaki haberler olumlu tepkiler uyandırdı” diyor.
Žatec’in UNESCO listesinde olması benzersizliğin ve kalitenin bir işareti olarak kabul edilebilir; Žatec’in durumunda bu bir dizi anıt ve şerbetçiotu manzarasıdır.
İyi hazırlanmış müze sergilerine ve “sıkışmış” anıtlara veya zaten reklam spotlarının ilgisini çeken tarımla ilgili kesinlikle ilginç hikayeye ek olarak, şehir ziyaretçilere temel bir hizmet sunmalıdır – kaliteli konaklama, iyi gastronomi, uygun park yeri ve bazı deneyimler başka bir yerde deneyimlenemez. Yerel halka göre Žatec’in hâlâ yetişmesi gereken çok şey var.
“Žatec deneyimsel bir şehre dönüştürülmeli”
“Listeye girmek tüm şehir için zorlu bir iş. Turistlerin ihtiyaçlarını karşılamak oldukça zor olacak. Mlsná koza kafenin sahibi Libor Dongres, harekete geçmemiz ve ziyaretçileri burada bir veya iki günden daha uzun süre tutacak yeni hizmetler oluşturmamız bekleniyor” diyor.
“Žatec’in aynı zamanda deneyimsel bir şehre dönüştürülmesi gerekiyor, böylece mesele sadece etrafta dolaşmak ve manzaraları görmekten ibaret değil… Peki o zaman burada ne yapmalı? Turistlere tüm bölgeyi tanıma fırsatı verilmeli; örneğin, bir şerbetçiotu çiftliğine at arabasıyla yolculuk yapın, mevsiminde şerbetçiotu toplamayı deneyin, bira fabrikalarını ziyaret edin ve farklı biraların tadına bakın, iyi bir akşam yemeği yiyin. Restoran” diye ekliyor Dongres.
Prestijli kayıt
|
“Bir yerli olarak kayıttan çok mutluyum. İş açısından bakıldığında bu hala uzak bir ihtimal. Ziyaretçilerin tam bir servis yolculuğuna ihtiyacı vardır. Akşamları burada pek eğlence olmuyor. Öte yandan kimse gece geç saatlere kadar penceresinin altında gürültü olmasını istemez” diye düşünüyor Steakhouse El Toro restoranının sahibi Milan Bláha, turizmin karanlık tarafına değiniyor.
“UNESCO turizm için bir fırsat, bizden bazı taleplerde bulunuyor, örneğin tesislerin genişletilmesi. Belediye pazarlama konusunda çalışmalı, uzman tutmalı ve böyle bir fırsatın elinden kaçmasına izin vermemeli. Yıllardır burada her şeyin zaman aldığını gözlemliyorum, her şeyin bir zamanı var,” diye belirtiyor U zlatého béránka restoranının işletmecisi Kateřina Emingrová.
Žatec’te birçok otel ve konuk evi bulunmaktadır. Adres verilen konaklama sağlayıcıları katılımda henüz önemli bir artış gözlemlemediler. “Aşağı yukarı aynı sayıda turist var. Kayıt kesinlikle iyi bir şey ve bundan mutluyum, ancak şehrin onlara sunabileceği bir şey olması için hâlâ çok çabalaması gerekiyor,” diyor Černý rytíř konukevinden Martina Pilňáková.
Konaklama kapasitesi yakında limitlere ulaşacak
Yerel mevcut konaklama kapasitesine göre yeterli ancak uzun sürmeyebilir ve limitlere ulaşacaktır. Şehirde son birkaç yılın trendi olan kamp alanı veya karavanlar için park yeri sıkıntısı yaşanıyor.
Şehir merkezinin boş olduğu düşüncesi de halk arasında sıklıkla yankılanıyor, ölü ifadesi defalarca duyuluyor. Kısmen haklılar.
Çeşitli malların satıldığı işleyen dükkanların, bir şekerleme dükkanının veya yakın zamanda yeniden açılan otel ve restoran Kapitán’ın yanında, çalışmayan işletmelerin kirli vitrinleri ve harap binaların eski püskü cepheleri göze batıyor.
Bu nedenle belediye binası, tarihi merkezdeki işleri sübvansiyon başlığı şeklinde canlandırmak için bir plan hazırlıyor.
Belediye Başkanı Radim Laibl (ANO) belediye binasının internet sitesinde “Belki de yeni ve mevcut tesisleri desteklemek, örneğin Pazar günleri açık olmaları ve turistlere ve yürüyüşe çıkan yerel halka hizmet vermeleri ruhuyla” dedi.
Ücretsiz park yeri bulmak sorun
Şehir yönetimi ayrıca UNESCO sayesinde bina onarımı ve turizmin geliştirilmesi için yeni sübvansiyon başlıkları almayı bekliyor.
Belediyenin otopark konusunda da çalışması gerekiyor. Şu anda merkezin bir kısmı ücretli, bir kısmı ise ücretli değil. Sürücüler boş park yeri bulmakta zorluk yaşıyor. Belediye uzun süredir otopark iyileştirme sorunuyla ilgileniyor.
“Otopark yapabileceğimiz veya park alanlarını genişletebileceğimiz on kadar yer seçtik. Şimdi hangi çalışmaları proje dokümantasyonuna geçeceğimizi analiz edeceğiz. Kültür Bakanlığı ve korumacılar şehrin her zaman var olan karakterini korumak istiyor. Buna saygı duymamız lazım, bu yüzden de Dünya Mirası Listesine girdik. Her zaman bir şey için bir şeyler vardır,” diye belirtti belediye başkanı.