A Ulusal Kadro Teknik Yöneticisi Stefan Kuntz, İhlas Haber Ajansı’na hayli özel açıklamalarda bulundu. 24 Mart’ta Portekiz ile deplasmanda oynanacak olan Dünya Kupası play-off müsabakasıyla ilgili konuşarak kelamlarına başlayan Kuntz, “Portekiz ile ilgili analizlerimize başladık. Tahlilleri Jan-Moritz Lichte yürütüyor ve ben de Kenan hocayla birlikte Portekiz’in oynadığı son maçları izliyorum. Kısa mühlet ortasında üçümüz bir ortaya gelip bu değerlendirmeleri yapacağız. daha sonrasında fizikî performans antrenörümüz Axel Busenkell ve kaleci antrenörümüz Michael Rechner ile bir ortaya gelip yapılacak idmanları ve çağrılması mümkün oyuncular üzerinden takım değerlendirmemizi yapacağız. İdmanlarda nelerin üzerine yoğunlaşmamız gerekiyor, rakip özelliklerine bakılırsa neler yapmamız gerekiyor, bunları değerlendireceğiz. daha sonrasında da kamp programımız üzerinde çalışacağız. Ne vakit kampa gireceğiz, idmanlar nasıl olacak diye planlamamızı yapacağız ve gelecek haftalarda bu konularda daha sıkı çalışacağız” tabirlerini kullandı.
A Milliler’in Portekiz’i elemesi durumunda mümkün rakibinin İtalya olacağına ve her iki kadronun son 2 Avrupa Şampiyonası’nda kupayı kazandığına dikkat çekilmesi üzerine Kuntz, “Bizim en büyük planımız rakiplerimize hayli büyük zorluklar çıkarmak ve asla kolay teslim olmayacağımızı göstermek” dedi.
“Gözyaşlarım, tam manasıyla baskıdan kurtulmanın kararıydu”
Letonya karşısında 90+9. dakikada Burak Yılmaz’ın attığı penaltı golü ve akabinde gelen galibiyet daha sonrasında gözyaşlarını tutamamasıyla ilgili konuşan Kuntz, “O anı şu biçimde kıymetlendirebiliriz, tam manasıyla baskıdan kurtulma. Şahsi hislerim bu. bakılırsave başladığınızda aklınızdan ‘Başarılı olabilecek miyim, Türk halkını memnun edebilecek miyim’ niyetleri geçiyor. Her ne kadar yüzde 100’ünüzü vereceğinizden emin olsanız dahi bunları düşünüyorsunuz. Oyuncularım, teknik grubum, bu müsabakayı o kadar fazlaca kazanmak istiyordu ki, onların hislerini da biliyorum. Olağan bir galibiyet de değildi. 1-0 geriye düşüldü ve beşerler bizim geriye dönebileceğimize inanmıyorlardı açıkçası. Lakin bu gerçekleşti. İnancın sonunda da başarıldı. Bütün bu hislerin ve gerçeklerin kararında da bu biçimde bir an yaşandı” diye konuştu.
Letonya maçında olduğu üzere Karadağ deplasmanında da kadronun geriye düşmesine rağmen alandan galibiyetle ayrılmasına dikkat çeken Kuntz, grubun oyun disiplininden kopmaması ve panik yapmadan oynamaya alıştığını da belirterek, bu manada bir gelişme olduğunu söylemiş oldu.
“Burak şayet olmazsa, yeni şeyler geliştirmemiz gerekir”
Burak Yılmaz’ın akabinde A Ulusal Takım’ın santrforunun kim olacağıyla ilgili soruyu Kuntz, “Takımınızda Burak yahut Lewandowski üzere oyuncular var ise, onların yeteneklerinden yararlanmak istersiniz. Olağan ki şayet bir biçimde Burak şayet olmazsa, onun olmadığı bir ortamda da sistemimizi, oyun planımızı adapte edecek bir şeyler geliştirmemiz lazım. Yeterli bir antrenörünüz var ise bu mevzuya tahlil getirmesi gereken kişi de o oluyor” karşılığını verdi.
“Milli ekipte yeni isimler olabilir”
A Ulusal Takım’ın aday takımı her belirtildiğında kulüplerin toplumsal medyadan sitem etmesiyle ilgili de konuşan Stefan Kuntz, “Öncelikle biraz çalışma sistemimizden bahsedeyim. Gerek ben gerekse de Kenan hoca ve Jan-Moritz, maçlara gidiyoruz ve maçları izliyoruz. bakılırsave geldiğimizden bu yana da 50’nin üzerinde maçı yerinde izledik. Harika Lig ’de statta izlenmemiş grup kalmadı. İzlediğimiz TFF 1. Lig maçları da var. Bir bu kadar da televizyon başında maç izlemişizdir. Burada nazik bir biçimde tabir etmek istiyorum, bizim oyuncularla ilgili fikir sahibi olmamız ya da onları öğrenmemiz için toplumsal medya üzerinden rastgele bir bilgilendirme almamıza gerek yok. Biz aslına bakarsan herkesi izliyoruz. Çok maç izliyoruz. Ulusal grup kapıları herkese açık. Düzgün performans gösterdiği takdirde herkes buraya gelebilir. Ancak performanslar, 2 haftalık ya da 2 aylık süreçler değil, daha uzun vadeli, sürdürülebilir başarılarla ilgili bir durum bu. Herkesi izliyoruz, herkesi takip ediyor, herkes emin olsun. Yeni oyuncu olacak mı diye sordunuz. Benim izlediğim ve hissettiğim kadarıyla ortamızda yeni isimler olabilir” açıklamasını yaptı.
A Milliler’in Portekiz’i elemesi durumunda mümkün rakibinin İtalya olacağına ve her iki kadronun son 2 Avrupa Şampiyonası’nda kupayı kazandığına dikkat çekilmesi üzerine Kuntz, “Bizim en büyük planımız rakiplerimize hayli büyük zorluklar çıkarmak ve asla kolay teslim olmayacağımızı göstermek” dedi.
“Gözyaşlarım, tam manasıyla baskıdan kurtulmanın kararıydu”
Letonya karşısında 90+9. dakikada Burak Yılmaz’ın attığı penaltı golü ve akabinde gelen galibiyet daha sonrasında gözyaşlarını tutamamasıyla ilgili konuşan Kuntz, “O anı şu biçimde kıymetlendirebiliriz, tam manasıyla baskıdan kurtulma. Şahsi hislerim bu. bakılırsave başladığınızda aklınızdan ‘Başarılı olabilecek miyim, Türk halkını memnun edebilecek miyim’ niyetleri geçiyor. Her ne kadar yüzde 100’ünüzü vereceğinizden emin olsanız dahi bunları düşünüyorsunuz. Oyuncularım, teknik grubum, bu müsabakayı o kadar fazlaca kazanmak istiyordu ki, onların hislerini da biliyorum. Olağan bir galibiyet de değildi. 1-0 geriye düşüldü ve beşerler bizim geriye dönebileceğimize inanmıyorlardı açıkçası. Lakin bu gerçekleşti. İnancın sonunda da başarıldı. Bütün bu hislerin ve gerçeklerin kararında da bu biçimde bir an yaşandı” diye konuştu.
Letonya maçında olduğu üzere Karadağ deplasmanında da kadronun geriye düşmesine rağmen alandan galibiyetle ayrılmasına dikkat çeken Kuntz, grubun oyun disiplininden kopmaması ve panik yapmadan oynamaya alıştığını da belirterek, bu manada bir gelişme olduğunu söylemiş oldu.
“Burak şayet olmazsa, yeni şeyler geliştirmemiz gerekir”
Burak Yılmaz’ın akabinde A Ulusal Takım’ın santrforunun kim olacağıyla ilgili soruyu Kuntz, “Takımınızda Burak yahut Lewandowski üzere oyuncular var ise, onların yeteneklerinden yararlanmak istersiniz. Olağan ki şayet bir biçimde Burak şayet olmazsa, onun olmadığı bir ortamda da sistemimizi, oyun planımızı adapte edecek bir şeyler geliştirmemiz lazım. Yeterli bir antrenörünüz var ise bu mevzuya tahlil getirmesi gereken kişi de o oluyor” karşılığını verdi.
“Milli ekipte yeni isimler olabilir”
A Ulusal Takım’ın aday takımı her belirtildiğında kulüplerin toplumsal medyadan sitem etmesiyle ilgili de konuşan Stefan Kuntz, “Öncelikle biraz çalışma sistemimizden bahsedeyim. Gerek ben gerekse de Kenan hoca ve Jan-Moritz, maçlara gidiyoruz ve maçları izliyoruz. bakılırsave geldiğimizden bu yana da 50’nin üzerinde maçı yerinde izledik. Harika Lig ’de statta izlenmemiş grup kalmadı. İzlediğimiz TFF 1. Lig maçları da var. Bir bu kadar da televizyon başında maç izlemişizdir. Burada nazik bir biçimde tabir etmek istiyorum, bizim oyuncularla ilgili fikir sahibi olmamız ya da onları öğrenmemiz için toplumsal medya üzerinden rastgele bir bilgilendirme almamıza gerek yok. Biz aslına bakarsan herkesi izliyoruz. Çok maç izliyoruz. Ulusal grup kapıları herkese açık. Düzgün performans gösterdiği takdirde herkes buraya gelebilir. Ancak performanslar, 2 haftalık ya da 2 aylık süreçler değil, daha uzun vadeli, sürdürülebilir başarılarla ilgili bir durum bu. Herkesi izliyoruz, herkesi takip ediyor, herkes emin olsun. Yeni oyuncu olacak mı diye sordunuz. Benim izlediğim ve hissettiğim kadarıyla ortamızda yeni isimler olabilir” açıklamasını yaptı.