Marksist Neyi Savunur ?

Zeynep

New member
Marksist Ne Savunur?

Marksizm, Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından geliştirilen bir toplumsal, ekonomik ve politik teoridir. Marksist düşünce, kapitalist toplumların yapısını ve işleyişini eleştiren, sosyalist bir devrim ve sınıfsız bir toplum öneren bir görüşler bütünüdür. Marksizmin temel amacı, emeğin sömürüsünü sona erdirmek, eşitsizlikleri ortadan kaldırmak ve toplumsal adaleti sağlamak üzerine odaklanır. Marksizm, tarihsel materyalizm, sınıf mücadelesi, artı-değer, kapitalizmin eleştirisi ve proletaryanın devrimi gibi kavramlar etrafında şekillenir. Bu makale, Marksizmin savunduğu temel ilkeleri, amaçlarını ve toplumsal değişim anlayışını inceleyecektir.

Marksist Temel İlkeler

Marksizm, kapitalist toplumların yapısını anlamaya yönelik olarak tarihsel materyalizm ilkesini benimser. Tarihsel materyalizm, toplumların gelişiminde maddi koşulların, üretim ilişkilerinin ve ekonomik yapının belirleyici bir rol oynadığını savunur. Marx’a göre, insanlar tarih boyunca mevcut üretim araçlarını kullanarak geçimlerini sağlar ve bu üretim biçimleri toplumun yapısını belirler. Kapitalist toplumda ise üretim araçlarına sahip olan burjuvazi, emek gücünü satan işçi sınıfına (proletarya) egemen olur. Bu durum, toplumsal eşitsizliğin kaynağını oluşturur.

Sınıf Mücadelesi ve Kapitalizm

Marksist düşüncenin en temel unsurlarından biri sınıf mücadelesidir. Marx, tarihin sınıflar arasındaki çatışmalarla şekillendiğini öne sürer. Kapitalist toplumda, burjuvazi ve proletarya arasındaki çatışma, toplumun tüm dinamiklerini belirler. Burjuvazi, üretim araçlarına sahipken, proletarya sadece emeğini satmak zorundadır. Burjuvazi tarafından işletilen fabrikalar, topraklar ve diğer üretim araçları, işçilerin emeğiyle değer üretirken, bu değer işçilerin dışındadır ve sadece kapitalist sınıfa fayda sağlar. Marksist bakış açısına göre, bu eşitsizlik yalnızca sınıf mücadelesiyle ortadan kaldırılabilir.

Marksizm, kapitalizmin evrimsel bir süreç içinde çökeceğini ve yerine sosyalist bir düzenin kurulacağını savunur. Kapitalizm, içsel çelişkiler ve krizlerle karakterizedir. Bu çelişkiler, zamanla kapitalist üretim biçimlerinin sürdürülebilirliğini ortadan kaldıracak ve proletaryanın devrimsel bir şekilde iktidarı ele alması gerektiği noktaya gelir. Marksist görüşe göre, kapitalizmin krizleri, işçi sınıfının bilincini artırır ve devrime giden yolu açar.

Proletaryanın Devrimi

Marksizm, proletaryanın devrimini savunur. Proletarya, kapitalist toplumda ezilen, sömürülen ve kendi çıkarları için örgütlenmemiş olan işçi sınıfıdır. Marx, bu sınıfın kapitalizme karşı devrim yaparak toplumsal yapıyı değiştirmesini önerir. Bu devrim, kapitalist sınıfın egemenliğini sona erdirip, üretim araçlarının toplumun tüm üyeleri tarafından ortaklaşa sahiplenildiği bir sistemin kurulmasını sağlar. Marx’a göre, kapitalizm çöküp yerine sosyalist bir düzen geldiğinde, sınıf ayrımları ortadan kalkacak ve nihayetinde sınıfsız bir toplum olan komünizm ortaya çıkacaktır.

Marksist teoriye göre, devrimci süreç, proletaryanın politik örgütlenmesi ve sınıf bilincinin yükselmesiyle başlar. İşçiler, kapitalist sınıfın egemenliğine karşı birleşerek, devrimci bir eylem içinde olabilirler. Ancak bu süreç, sadece işçilerin bilinçlenmesi ve örgütlenmesi ile gerçekleşebilir.

Komünizm ve Sınıfsız Toplum

Komünizm, Marksizm'in nihai hedefidir. Komünizm, sınıfsız bir toplum düzenidir. Marksistler, kapitalist toplumda var olan tüm sınıf farklarının, özel mülkiyetin ve üretim araçlarının burjuvaziye ait olmasının ortadan kalktığı bir toplumsal yapıyı savunurlar. Komünizmde, tüm insanlar eşit olacak, her birey ihtiyacına göre pay alacak ve toplumsal refah herkesin ortak yararına olacak şekilde dağıtılacaktır.

Komünizmde devlet, sınıfsız bir toplumda gereksiz hale gelir. Marx, devletin sınıf egemenliğini sürdüren bir araç olduğunu savunur. Kapitalizmin sona ermesiyle birlikte, devletin de eriyerek ortadan kalkacağını ileri sürer. Bunun yerine, üretim araçlarının ortaklaşa sahiplenildiği, herkesin eşit olduğu bir toplum yapısı oluşturulacaktır. Bu, sınıfların ortadan kalkması ve toplumsal eşitliğin sağlanması anlamına gelir.

Marksizm ve Adalet

Marksizm, toplumsal adaletin sağlanmasının sadece bireysel haklar ve özgürlüklerle değil, aynı zamanda ekonomik eşitlikle de mümkün olduğunu savunur. Marksist teori, kapitalizmin bireylerin eşit fırsatlar elde etmesini engellediğini ve bu engellerin ancak kapitalist üretim biçiminin ortadan kaldırılmasıyla aşılabileceğini öne sürer. Kapitalizm, zengin ve yoksul arasındaki uçurumu derinleştirirken, Marksizm bu uçurumun ortadan kaldırılmasını ve toplumsal kaynakların eşit dağıtılmasını savunur.

Marksizm ve Demokrasi

Marksizm, demokrasiyi sadece politik hakların verilmesi olarak görmez. Marx’a göre, gerçek demokrasi, toplumsal üretimin kontrolünün halkın ellerinde olduğu bir düzende mümkündür. Bu, sadece seçimlerle sağlanan bir siyasi haklar demokrasisinden farklıdır. Marksist bir demokraside, halkın egemenliği, ekonomik ve toplumsal yapının kontrolü ile bütünleşir. Bu nedenle Marksizm, kapitalist demokrasiyi eleştirir ve halkın tüm toplumsal süreçlerde etkin rol oynamasını savunur.

Marksizm ve İnsan Hakları

Marksist bakış açısına göre, kapitalist toplumda insanlar, ekonomik ve sınıfsal eşitsizlikler nedeniyle gerçek anlamda özgür değildir. Bu eşitsizlikler, sadece yoksul ve işçi sınıfının haklarını değil, tüm toplumu etkiler. Marksizm, bu bağlamda insan haklarını savunur ancak bu hakların sadece bireysel özgürlükler değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal eşitlik temelinde şekillenen bir toplumda tam anlamıyla gerçekleşebileceğini savunur. Bu yaklaşım, kapitalizmin toplumda yarattığı eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı amaçlar.

Sonuç

Marksizm, kapitalist toplumun eleştirisini yaparak, işçi sınıfının egemen olduğu sosyalist ve sınıfsız bir toplumun kurulmasını savunur. Tarihsel materyalizm ve sınıf mücadelesi gibi temel ilkeler üzerine kurulu olan Marksizm, kapitalizmin çelişkilerinin bir devrimle aşılacağına inanır. Bu devrim, proletaryanın iktidarı ele alması ve üretim araçlarını toplumun ortak malı haline getirmesiyle gerçekleşecektir. Marksizm, toplumsal eşitliği, adaleti ve gerçek demokrasiyi ancak sınıfsız bir toplumda sağlanabileceğini savunur.
 
Üst