Eski genel liderlerden Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında kabahat duyurusu
CHP ve SHP’de genel başkanlık dahil üst seviye bakılırsavlerde bulunan siyasetçiler Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında, “siyasi hakların engellenmesi”, “suçu ve hatalıyı övme”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “anayasal sistemi ortadan kaldırmaya teşebbüs” cürümlerini işlediği nedeni öne sürülerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na kabahat duyurusunda bulundu.
ANKA‘nın haberine nazaran üç eski genel lider ismine avukat Turgut Kazan tarafınca hazırlanan cürüm duyurusu dilekçesinde, şu sözlere yer verildi:
“AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin küme toplantısında konuşurken ‘videoyu koyalım’ diyerek, Çubuk’taki linç teşebbüsü manzaralarını izletmiştir. Bilindiği üzere; şehit er Yener Kırıkçı’nın 24 Nisan 2019 günü cenaze merasiminde, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile eşlik eden CHP milletvekillerine karşı planlanmış bir linç teşebbüsü yaşanmıştı. Daha cenaze namazına geçilmeden Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının etrafı sarıldı. Kimi tekme-yumrukla, kimi varile doldurulmuş taşları atarak, kimi sopa, demir çubuk, bıçak kullanarak, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere yakaladıklarını öldürmeye çalıştılar.
Merasime katılan bakanlar vardı, üst seviye güvenlik nazaranvlileri vardı. Fakat aktif bir engelleme eforu olmadı. Yalnızca muhafaza vazifelileri, ‘Genel Başkan’ı öldürecekler’ diyerek, adeta zorla bir meskenin kapısını açtırıp Kılıçdaroğlu’nun o meskene girmesini sağladılar. Saldırgan küme, tıpkı Sivas Madımak’taki üzere ‘Evi yakın’, ‘Öldürün’ sloganlarıyla bağırıyordu. Onlara bir daha müdahale edilmiyordu. bu biçimdece demokrasiyi, anayasal sistemi ortadan kaldırmayı amaçlayan, muhalif şahıslara yönelik bu linç teşebbüsü seyredildi. Bu durum, yaklaşık 2 saat kadar sürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘tehdit’, ‘siyasi hakların engellenmesi’, ‘suçluyu övme’, ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ ve ‘Anayasal nizamı ortadan kaldırmaya teşebbüs’ hatalarını işlemiştir. Hakkında bu hatalardan dava açılmalıdır.”
Hikmet Güç’in, Azerbaycan’la ilgili bir çalışması niçiniyle adliyeye gelemediği, fakat kabahat duyurusu dilekçesi için vekalet verdiği açıklandı. Kabahat duyurusunun akabinde Altan Öymen ve Murat Karayalçın, adliye önünde açıklama yaptı.
Murat Karayalçın, açıklamasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın 27 Ekim günü AK Parti Küme Toplantısı’nda Kılıçdaroğlu’nun Çubuk’ta uğradığı linç teşebbüsü ile ilgili görüntü izletmesi ve orada yaptığı konuşmanın toplumda büyük bir reaksiyona yol açtığını belirterek, şunları söylemiş oldu:
“Sayın Kılıçdaroğlu’na Çubuk’ta yapılan hücum, aslında evvelde dizaynlanmış bir linç teşebbüsüdür. Ben, en azından bu biçimde bir kıymetlendirme yapıyorum. Türkiye’nin ikinci büyük partisinin genel liderine yapılan taarruz onaylanıyormuşçasına izlenim veren bir formda sergilenmesi hem Türkiye’nin siyaset geleneğine birebir vakitte siyasi teamüllerimize karşıttır. Daha evvel bu biçimde bir hücum yaşandı mı bilmiyorum. 50’li senelerda İsmet İnönü’ye dönük bu biçimde bir taarruz vardı. Onun haricinde Türkiye’de bu biçimde bir olay yaşanmamıştır. Bir o var, bir de bunun gösterilmesi var, güya onaylanıyormuşçasına bunun sergilenmesi var. Türkiye’de epey uzun yıllar daha sonra birinci sefer bir kişi hem Cumhurbaşkanı tıpkı vakitte parti genel lideri kimliğini taşımakta. Bu hareket ya da konuşma hangi kimliği ile yapılmıştır, onun ayırılması gerekiyor. Bu AKP Grubu’nda olduğu için AKP Genel Lideri kimliği ile konuştuğunu var iseyarak biz, bunun kabahat niteliği taşıdığını düşünüyoruz ve bu teşebbüs o niçinle başlatıldı. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, bu teşebbüsü başlatmamızın en değerli niçinlerinden bir tanesi.”
CHP ve SHP’de genel başkanlık dahil üst seviye bakılırsavlerde bulunan siyasetçiler Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında, “siyasi hakların engellenmesi”, “suçu ve hatalıyı övme”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “anayasal sistemi ortadan kaldırmaya teşebbüs” cürümlerini işlediği nedeni öne sürülerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na kabahat duyurusunda bulundu.
ANKA‘nın haberine nazaran üç eski genel lider ismine avukat Turgut Kazan tarafınca hazırlanan cürüm duyurusu dilekçesinde, şu sözlere yer verildi:
“AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin küme toplantısında konuşurken ‘videoyu koyalım’ diyerek, Çubuk’taki linç teşebbüsü manzaralarını izletmiştir. Bilindiği üzere; şehit er Yener Kırıkçı’nın 24 Nisan 2019 günü cenaze merasiminde, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile eşlik eden CHP milletvekillerine karşı planlanmış bir linç teşebbüsü yaşanmıştı. Daha cenaze namazına geçilmeden Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının etrafı sarıldı. Kimi tekme-yumrukla, kimi varile doldurulmuş taşları atarak, kimi sopa, demir çubuk, bıçak kullanarak, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere yakaladıklarını öldürmeye çalıştılar.
Merasime katılan bakanlar vardı, üst seviye güvenlik nazaranvlileri vardı. Fakat aktif bir engelleme eforu olmadı. Yalnızca muhafaza vazifelileri, ‘Genel Başkan’ı öldürecekler’ diyerek, adeta zorla bir meskenin kapısını açtırıp Kılıçdaroğlu’nun o meskene girmesini sağladılar. Saldırgan küme, tıpkı Sivas Madımak’taki üzere ‘Evi yakın’, ‘Öldürün’ sloganlarıyla bağırıyordu. Onlara bir daha müdahale edilmiyordu. bu biçimdece demokrasiyi, anayasal sistemi ortadan kaldırmayı amaçlayan, muhalif şahıslara yönelik bu linç teşebbüsü seyredildi. Bu durum, yaklaşık 2 saat kadar sürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘tehdit’, ‘siyasi hakların engellenmesi’, ‘suçluyu övme’, ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ ve ‘Anayasal nizamı ortadan kaldırmaya teşebbüs’ hatalarını işlemiştir. Hakkında bu hatalardan dava açılmalıdır.”
Hikmet Güç’in, Azerbaycan’la ilgili bir çalışması niçiniyle adliyeye gelemediği, fakat kabahat duyurusu dilekçesi için vekalet verdiği açıklandı. Kabahat duyurusunun akabinde Altan Öymen ve Murat Karayalçın, adliye önünde açıklama yaptı.
Murat Karayalçın, açıklamasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın 27 Ekim günü AK Parti Küme Toplantısı’nda Kılıçdaroğlu’nun Çubuk’ta uğradığı linç teşebbüsü ile ilgili görüntü izletmesi ve orada yaptığı konuşmanın toplumda büyük bir reaksiyona yol açtığını belirterek, şunları söylemiş oldu:
“Sayın Kılıçdaroğlu’na Çubuk’ta yapılan hücum, aslında evvelde dizaynlanmış bir linç teşebbüsüdür. Ben, en azından bu biçimde bir kıymetlendirme yapıyorum. Türkiye’nin ikinci büyük partisinin genel liderine yapılan taarruz onaylanıyormuşçasına izlenim veren bir formda sergilenmesi hem Türkiye’nin siyaset geleneğine birebir vakitte siyasi teamüllerimize karşıttır. Daha evvel bu biçimde bir hücum yaşandı mı bilmiyorum. 50’li senelerda İsmet İnönü’ye dönük bu biçimde bir taarruz vardı. Onun haricinde Türkiye’de bu biçimde bir olay yaşanmamıştır. Bir o var, bir de bunun gösterilmesi var, güya onaylanıyormuşçasına bunun sergilenmesi var. Türkiye’de epey uzun yıllar daha sonra birinci sefer bir kişi hem Cumhurbaşkanı tıpkı vakitte parti genel lideri kimliğini taşımakta. Bu hareket ya da konuşma hangi kimliği ile yapılmıştır, onun ayırılması gerekiyor. Bu AKP Grubu’nda olduğu için AKP Genel Lideri kimliği ile konuştuğunu var iseyarak biz, bunun kabahat niteliği taşıdığını düşünüyoruz ve bu teşebbüs o niçinle başlatıldı. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, bu teşebbüsü başlatmamızın en değerli niçinlerinden bir tanesi.”