15 kişinin öldüğü Doğanlar Apartmanı davasında dinlenen şahit: Depremzedeler haklı
Ege Denizinde Seferihisar açıklarında, 30 Ekim 2020’de meydana gelen, 117 kişinin ömrünü kaybettiği 6.9 büyüklüğündeki sarsıntıda Bayraklı ilçesindeki Doğanlar Apartmanında 15 kişi hayatını yitirdi, 12 kişi de yaralandı.
Zelzelenin akabinde başlatılan soruşturma kapsamında 4 kişi hakkında, İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde ‘Bilinçli taksirle birden çok kişinin vefatına ve faydalanmasına niye olmak’ cürmünden 20 yıla kadar mahpus cezası istemiyle dava açıldı.
Davanın bugün görülen ikinci duruşmasında tutuklu sanık Mehmet Sedat Boyacı salonda yer alırken öbür tutuklu sanık Çetin Doğan ise SEGBİS (Sesli ve İmajlı Bilişim Sistemi) ile katıldı. Zelzelede yakınlarını kaybedenler ile yaralananlar ve tarafların avukatları da salonda hazır bulundu.
Duruşmada birinci vakit içinderda mağdurlara kelam verildi. Zelzelede oğlu Umut’u kaybeden, çocukları Elzem, Ezel, Elif ve eşi Seher enkazdan çıkarılan Oğuz Perinçek, şikayetini bir dahaleyerek, “Bu olayda tüm sorumluların ceza almasını istiyorum.
Bir grup raporlar ve toplantılardan kelam ediliyor. Bunları bize bildirmeyen yöneticiden de şikayetçiyiz” dedi. Doğanlar Apartmanında kızı Eda Küçükyumuk, damadı Mert Küçükyumuk ve torunu Ateş Küçükyumuk’u kaybeden Hatice Savran da kelam aldıktan daha sonra gözyaşlarına hakim olamazken, şikayetçi olduğunu belirtti.
‘İlk 28 gün bebek üzere bakmak gerekir’
40 yıllık inşaat mühendisi olduğunu belirten, binanın statik-betonarme proje müellifi olan Mehmet Sedat Boyacı, binanın projesini kendisinin hazırladığını tabir ederek, “O senelerdaki teknik şartnamelerde düz demire müsaade veriliyordu. Askerden geldikten daha sonra hazırladığım tüm projelerde nervürlü demir kullandım. Teknik şartnamede düz demir yetiyordu. Devletimizin sunduğu teknik şartnamenin üzerinde bir bina yaptım. Yanılgı olduğu kelam konusu değildir. Elim olayda mahkemeye sunulan raporlarda uygulama yanılgıları olduğu fazlaca açıktır. Bina birinci yapıldığında 28 gün bebek üzere bakılması gerekir. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Depremzedeler haklılar. Ben de acılarını paylaşıyorum, Allah hepsine sabır versin” dedi.
Doğanlar Apartmanı’nın müteahhidi Çetin Doğan da binayı inşa ederken en güzel malzemeyi kullandığını söylemiş oldu.
‘Tabanlarda bombeleşme vardı’
Celsede dinlenen şahitlerden 2018 yılında Bayraklı Belediyesi Fen İşleri Dairesi Sarsıntı Etüt Merkezi’nde inşaat mühendisi olarak nazaranv yapan E.A., bina yöneticisinin başvurusu üzerine bina sağlamlık raporunu hazırladıklarını tabir ederek, yönetici Münevver S.’nin müraacatı üzerine 2018 yılında binayı inceleyip rapor hazırladıklarını söylemiş oldu.
E.A., “Başvuru üzerine nazaranvli fizik mühendisi ile binayı incelemeye gittik. 1975 zelzele yönetmeliğine göre yapılmış olan binaya 1990 yılında ruhsat alınmış. İncelemeler binaya ziyan vermeden gözlemsel incelemelerdir. Gözlemsel ve ultrasonik aygıtlarla inceleme yaptık. Projesine ve mimarisine muhalif bir durum gözlemlenmedi. Binaya gözlemsel olarak bakınca göze çarpan konular vardı. Tabanda bulunan dükkanların kapılarında sıkışma, tabanlarında bombeler vardı. İki binanın birleştiği noktada sarsıntı derzi noktasında dökülmeler olmuştu ve iki bina başka farklı hareket etmişti. Biz yöneticiye geleceğimiz gün ve saati bildirip konut ile dükkan sahiplerinin de bulunmasını istiyoruz. Çepeçevre geziyoruz, bodruma bakıyoruz. Tıpkı kolonu en doruktan aşağı tarayıp denetim ediyoruz. Mimari ve statik projelere ters durumlara bakıyoruz. Konsollarında deformasyon yoktu. Kolon ve kirişlerde bir ıstırap yoktu” diye konuştu.
Belediye olarak vazifelerinin ‘tavsiye’ olduğunu belirten E.A., “Bina üzerine yaptığımız gözlemsel testlerden daha sonra rapor hazırlayarak binanın en kısa vakitte performans testine tabi olması gerektiğini söylemiş olduk. Biz de bunu tavsiye ettik. Zira belediye bu imkanlara sahip değildi. Bu tavsiyeler haricinde bir şey yapmadık” dedi.
‘Raporu yöneticiye bildirim ettik’
Şahit olarak dinlenen, o devirde Bayraklı Belediyesi Zelzele Etüt Merkezi Fizik Mühendisi olarak nazaranv yapan T.K.A., geçen yıl meydana gelen zelzelenin akabinde Sarsıntı Etüt Merkezi’nin kapatıldığını söylemiş oldu. T.K.A, “Binayı ayrıntılı olarak hatırlamıyorum. Müracaatlar çoklukla birebir biçimde gelir. Biz de yerinde tetkik yapmaya gideriz. Yetkilerimiz sonucunda kanaat raporu oluşturup kat maliklerine teslim ettik. Raporun içeriği ve izleyecekleri yok konusunda da bilgi verdik. Temel emelimiz insanlara rehberlik yapmaktı. sonucu idare ismine Münevver hanıma bildiri ettik. İsteyen kat maliki olsaydı sonucu onlarla da paylaşırdık” diye konuştu.
Şahitler dinlenirken tavandan sızan su niçiniyle kısmi elektrik kesintilerinin yaşanarak SEGBİS’de kesinti olması da mahkeme liderinin sonucuyla duruşma zaptına geçirildi.
Konuşmaların akabinde mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve sanık avukatların sunduğu raporların uzman tarafınca incelenerek uzman raporu oluşturulmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
Ege Denizinde Seferihisar açıklarında, 30 Ekim 2020’de meydana gelen, 117 kişinin ömrünü kaybettiği 6.9 büyüklüğündeki sarsıntıda Bayraklı ilçesindeki Doğanlar Apartmanında 15 kişi hayatını yitirdi, 12 kişi de yaralandı.
Zelzelenin akabinde başlatılan soruşturma kapsamında 4 kişi hakkında, İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde ‘Bilinçli taksirle birden çok kişinin vefatına ve faydalanmasına niye olmak’ cürmünden 20 yıla kadar mahpus cezası istemiyle dava açıldı.
Davanın bugün görülen ikinci duruşmasında tutuklu sanık Mehmet Sedat Boyacı salonda yer alırken öbür tutuklu sanık Çetin Doğan ise SEGBİS (Sesli ve İmajlı Bilişim Sistemi) ile katıldı. Zelzelede yakınlarını kaybedenler ile yaralananlar ve tarafların avukatları da salonda hazır bulundu.
Duruşmada birinci vakit içinderda mağdurlara kelam verildi. Zelzelede oğlu Umut’u kaybeden, çocukları Elzem, Ezel, Elif ve eşi Seher enkazdan çıkarılan Oğuz Perinçek, şikayetini bir dahaleyerek, “Bu olayda tüm sorumluların ceza almasını istiyorum.
Bir grup raporlar ve toplantılardan kelam ediliyor. Bunları bize bildirmeyen yöneticiden de şikayetçiyiz” dedi. Doğanlar Apartmanında kızı Eda Küçükyumuk, damadı Mert Küçükyumuk ve torunu Ateş Küçükyumuk’u kaybeden Hatice Savran da kelam aldıktan daha sonra gözyaşlarına hakim olamazken, şikayetçi olduğunu belirtti.
‘İlk 28 gün bebek üzere bakmak gerekir’
40 yıllık inşaat mühendisi olduğunu belirten, binanın statik-betonarme proje müellifi olan Mehmet Sedat Boyacı, binanın projesini kendisinin hazırladığını tabir ederek, “O senelerdaki teknik şartnamelerde düz demire müsaade veriliyordu. Askerden geldikten daha sonra hazırladığım tüm projelerde nervürlü demir kullandım. Teknik şartnamede düz demir yetiyordu. Devletimizin sunduğu teknik şartnamenin üzerinde bir bina yaptım. Yanılgı olduğu kelam konusu değildir. Elim olayda mahkemeye sunulan raporlarda uygulama yanılgıları olduğu fazlaca açıktır. Bina birinci yapıldığında 28 gün bebek üzere bakılması gerekir. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Depremzedeler haklılar. Ben de acılarını paylaşıyorum, Allah hepsine sabır versin” dedi.
Doğanlar Apartmanı’nın müteahhidi Çetin Doğan da binayı inşa ederken en güzel malzemeyi kullandığını söylemiş oldu.
‘Tabanlarda bombeleşme vardı’
Celsede dinlenen şahitlerden 2018 yılında Bayraklı Belediyesi Fen İşleri Dairesi Sarsıntı Etüt Merkezi’nde inşaat mühendisi olarak nazaranv yapan E.A., bina yöneticisinin başvurusu üzerine bina sağlamlık raporunu hazırladıklarını tabir ederek, yönetici Münevver S.’nin müraacatı üzerine 2018 yılında binayı inceleyip rapor hazırladıklarını söylemiş oldu.
E.A., “Başvuru üzerine nazaranvli fizik mühendisi ile binayı incelemeye gittik. 1975 zelzele yönetmeliğine göre yapılmış olan binaya 1990 yılında ruhsat alınmış. İncelemeler binaya ziyan vermeden gözlemsel incelemelerdir. Gözlemsel ve ultrasonik aygıtlarla inceleme yaptık. Projesine ve mimarisine muhalif bir durum gözlemlenmedi. Binaya gözlemsel olarak bakınca göze çarpan konular vardı. Tabanda bulunan dükkanların kapılarında sıkışma, tabanlarında bombeler vardı. İki binanın birleştiği noktada sarsıntı derzi noktasında dökülmeler olmuştu ve iki bina başka farklı hareket etmişti. Biz yöneticiye geleceğimiz gün ve saati bildirip konut ile dükkan sahiplerinin de bulunmasını istiyoruz. Çepeçevre geziyoruz, bodruma bakıyoruz. Tıpkı kolonu en doruktan aşağı tarayıp denetim ediyoruz. Mimari ve statik projelere ters durumlara bakıyoruz. Konsollarında deformasyon yoktu. Kolon ve kirişlerde bir ıstırap yoktu” diye konuştu.
Belediye olarak vazifelerinin ‘tavsiye’ olduğunu belirten E.A., “Bina üzerine yaptığımız gözlemsel testlerden daha sonra rapor hazırlayarak binanın en kısa vakitte performans testine tabi olması gerektiğini söylemiş olduk. Biz de bunu tavsiye ettik. Zira belediye bu imkanlara sahip değildi. Bu tavsiyeler haricinde bir şey yapmadık” dedi.
‘Raporu yöneticiye bildirim ettik’
Şahit olarak dinlenen, o devirde Bayraklı Belediyesi Zelzele Etüt Merkezi Fizik Mühendisi olarak nazaranv yapan T.K.A., geçen yıl meydana gelen zelzelenin akabinde Sarsıntı Etüt Merkezi’nin kapatıldığını söylemiş oldu. T.K.A, “Binayı ayrıntılı olarak hatırlamıyorum. Müracaatlar çoklukla birebir biçimde gelir. Biz de yerinde tetkik yapmaya gideriz. Yetkilerimiz sonucunda kanaat raporu oluşturup kat maliklerine teslim ettik. Raporun içeriği ve izleyecekleri yok konusunda da bilgi verdik. Temel emelimiz insanlara rehberlik yapmaktı. sonucu idare ismine Münevver hanıma bildiri ettik. İsteyen kat maliki olsaydı sonucu onlarla da paylaşırdık” diye konuştu.
Şahitler dinlenirken tavandan sızan su niçiniyle kısmi elektrik kesintilerinin yaşanarak SEGBİS’de kesinti olması da mahkeme liderinin sonucuyla duruşma zaptına geçirildi.
Konuşmaların akabinde mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve sanık avukatların sunduğu raporların uzman tarafınca incelenerek uzman raporu oluşturulmasına karar vererek duruşmayı erteledi.